Direnişin
1202. Günü

Manifesto

Türkiye Cumhuriyeti’nin en gözde ve çağdaş yüksek öğrenim kurumlarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin varlığı 2 Ocak 2021’den bu yana tehdit altında.

İçinde bulunduğumuz günlerde üniversitemize yönelik tehditler hem nicelik hem de nitelik açısından yoğunlaşmış; usulsüz kararlar, liyakatsiz atamalar, üniversitenin akademik kadrosuna yönelik haksız yaptırımlar, üniversitemizin akademik, idari ve kültürel varlığına son darbeyi vurma amacıyla şiddetlenmiş durumda.

Üniversite bileşenlerinin görüşüne, güven oyuna başvurulmadan, antidemokratik yöntem ve yaklaşımlarla birbiri ardına göreve getirilen rektörler, özgür ve özerk üniversite ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamalarıyla Boğaziçi Üniversitesi’nin yapısına, kültürüne ve kurumsallığına her geçen gün daha fazla zarar veriyor, onarılması güç hasarlar yaratıyor.

Türkiye’nin her yanından ve her kesiminden başarılı gençlere kendi geleceklerini özgürce inşa edebilecekleri akademik ve kültürel ortamı sunan Boğaziçi Üniversitesi’ne siyasal açıdan “fethedilmesi gereken” bir kale muamelesi yapılıyor.

Şeffaflık, hesap verebilirlik ve akademik demokrasi ilkeleriyle bağdaşmayan keyfi karar ve uygulamalar, Türkiye’nin kamu kaynaklarının israfına, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek nesillerin kaybına yol açıyor, üniversitenin akademik birikimi, kurumsal hafızası, kültürel kaynakları yok ediliyor.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, öğrencileri, aileleri ve mezunları 2 yıldır, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin kültür, bilim ve teknoloji sahalarındaki ilerleyişine hizmet eden çağdaş bir kurumunun daha yok olmaması için meşru ve demokratik yöntemlerle direniyor.

Çünkü üniversitesini korumak ve yaşatmak isteyen her bir Boğaziçili biliyor ki,

Boğaziçi Üniversitesi bir defa tasfiye edildiğinde yerine bir yenisi daha konamaz,

Boğaziçi Üniversitesi, binalardan, yerleşkelerden, kontenjanlardan ibaret değildir, onu Türkiye’nin en gözde üniversitelerinden biri yapan unsur, özgür ve özerk üniversite şuurudur,

Boğaziçi Üniversitesi’ne verilen hasar, Türkiye’nin tümüne verilen zarardır.

Bizler, Boğaziçi Üniversiteli akademisyen, mezun ve öğrenciler olarak Türkiye’nin geleceğini düşünen, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan her kişi ve kurumu Boğaziçi’ne desteğe çağırıyoruz.

Özgür ve özerk üniversite için

Türkiye’nin geleceği için

Yetkin, sorgulayan ve özgür düşünen nesiller için diyoruz ki

AYAKTA KAL BOĞAZİÇİ